Herkes diyorum ne kadar mükemmel! Ne kadar kendinden emin; kusursuzluğundan, yanlışsızlığından ve hatasızlığından … Sağa dönüyorum mükemmel, sola dönüyorum mükemmel, önüm arkam sağım solum mükemmel! Diyorum bunca kusur, bunca hata, bunca eksik ve yanlışımla ne işim var mükemmellerin dünyasında… Kesin buraya düşmek de olsa olsa benim hatamdır; neticede herkesin mükemmel olduğu! bir dünyada bu durumdan onlar sorumlu olacak değil ya!!!
Kusurluların dünyasından sesleniyorum size sayın mükemmeller… Eğer hepiniz bu kadar mükemmel, en güzel, en iyi, en şahane iseniz neden Dünya bu kadar sorunlu, kirli, kargaşa içinde… Ben ve birkaç kusurlu bu kadar problem çıkarmayı tek başımıza nasıl başarıyoruz acaba?!
Güzel kadın, yakışıklı bey, zeki genç, dahi üniversiteli, kalbi gibi temiz insan, harika çocuk, şahane aşçı, dakik çalışan, sorumlu vatandaş, süper idareci, harikulade eş, aranılan elaman, eşi bulunmaz arkadaş, nadide komşu, vefalı dost, hayırlı evlat, evet hepiniz ; biliyorum canım MÜKEMMELSİNİZ!!!
Bu güzellik/yakışıklılık bu endam, bu tarz tüm gözler sizin üzerinizde, ne giyseniz yakışıyor, ne alsanız tarz oluyor. İşyerinin en iyi çalışanısınız tüm yük sizin omuzlarınızda, o kadar başarılısınız ki kahretsin bu yüzden hep size ağır görevler veriliyor, çocuklarınız da tıpkı sizin gibi doğuştan sevimli, yetenekli ve dahi; herkesten erken yürüdüler, herkesten erken konuştular elbette ki okumayı da çabucak söküverdiler… Eşiniz tam ruh eşiniz, aşkınız Leyla ile Mecnuna rakip, eviniz huzur kaynağı, aileniz ne soylu, paşababalarınızdan miras bu asaletiniz … Arabanız sınıfında en az yakan en iyi performans. Maaşınız –söylenmez ayıp ! – pek dolgun. Çok yiyor fit kalıyorsunuz, yaşlanıyor ama göstermiyorsunuz, genetik bu dinç haliniz. Tatil sezonunu siz açıyor en güzel yerlere siz gidiyorsunuz, gezip görmediğiniz yer kalmadı dünyada… Kimin başı sıkışsa sizi arıyor, kimin derdi olsa size açıyor, komşuların vazgeçilmez kahvedaşısınız. Gençlerle iletişiminiz süper, çocukları çok seviyorsunuz, yaşlılar size bayılıyor… Örnek almayan, görüp de tekrar bakmayan, sizi tanıyıp da pişman olan yok… Ailenin en sevilen evladı/ torunu sizsiniz kuzenleriniz hep siz de toplanır, çok düşkünlerdir size. Anlatmakla biter mi sizin fevkaladelikleriniz leb demeden leblebiyi anlayan, on parmağında on marifet, yeri geldiğinde lafı gediğine koyan ama hiiçç kin gütmeyen, içi dışı bir, kalbinin güzelliği yüzüne vurmuş, ağzından bal damlayan, herkesin gözbebeği, gözdesisiniz…
PEKİ PEKİ ANLADIK … Sen/siz neymişsiniz be abii… Derken MFÖ çok haklıymış… Tüm bunlar sizin düşünmek ve düşündürmek istediğiniz dünyanız… Peki gerçek bu mu???
HAYIR…
Hayır hiçte öyle değilsiniz, öyleymiş gibi görünmekte ve göstermekte mahirsiniz… Öyle olmadığınızın siz de farkındasınız biliyorum. Biliyorum sizin de başınızı yastığa koyduğunuzda keşkeleriniz var, içinizi kemiren pişmanlıklarınız, sizin de vefasızlık ettiğiniz, gördüğünüz sevdikleriniz … Sizin de başarısızlıklarınız var bol bol… Sizin de başkalarından kötü yaptığınız çokça yemeğiniz, çokça yarım bırakılmış işiniz. Sizin de kırıldıklarınız var ve ne çok kırdıklarınız…. Sizin de isteyip elde edemedikleriniz, ulaşamadığınız hayalleriniz… Çocuklarınızla, eşinizle, ailenizle, arkadaşlıklarınız anlaşmazlıklarınız… Geçmişte yaptığınız ve dahi gelecekte yapacağınız hatalarınız… Gizlemeye çalıştığınız ne çok ne çok kusurunuz var tıpkı HERKES GİBİ…
Kusursuz olduğunu düşünmek bir yük, büyük bir yanılgı iken neden kusursuzluk pozlarınız , mükemmel imajınız?
Kusurluların yine kusurlu olanlarla imtihan edildiği bir mekanda sınava tabiyiz hepimiz. Sınav ki zor ,sınav ki ağır. Kimse kimseyi kandırmasın /kandırdığını sanmasın. Mükemmelliğiniz sadece sanal… Gerçekler sizin yaşadığınız ve hepimizin bildiği gibi…
fikirperisi –