AÇLIK/ Knut Hamson

Bazı kitapların okuma kılavuzu olsaydı bu kitaba” Dikkat, çok toksanız sizin için zaman kaybı, ehh illaki ben yine de okuyayım derseniz, bari yemekten sonra tatlı yemeden okuyun yazılmalıydı.” 🌸 Açlığın ruhunuzu sızlatması, günlerce aç kalan bir insanın düşünce dünyasındaki gel-gitleri, buna rağmen yine de ahlaklı olmayı kendine açlığından daha çok dert edinmesi ve bu duruma karşı dramdan daha ziyade nüktedanlıkla ve kibarlığa helal getirmeden yaptığı gençlik serserilikleri, samimiyeti “kahramanımız evin önünden geçse de bir yardımımız dokunsa” diyecek kıvamda okumanızı sağlıyor. – hele ki mevsim kışken sokaklarda, evinde kimler aç kimbilir şimdi diye iç geçiriyor kendi gününüze de dikkat kesiliyorsunuz- O rehinecideki yeleğinin cebinde unuttuğu kalemini alıp yazısını tamamlasın da gelsin paraları diye umut ederken bir yandan da hadi oradan sanki tek sorun kalem mi diye çıkışasınız geliyor. Velhasıl yaşanmadan yaşatılması zor olanı okur yaşamış kadar oluyorsa; bu kitabın bizzat deneyimlenen yokluğun, kalemden kağıda geçtiğinin izidir. Yazarın “yoksul aydın zengin aydından çok daha kuvvetli görür.O tecrübelidir, ruhu yanık yaralarıyla doludur” cümlesine ek, sipariş usulü yazılan acı ile ömründen kopup yazılan acı arasındaki fark da anlaşılır elbet 🌸 Behçet Necatigil çevirisi de mühim akıcılıkta.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir